Kayıtlar

Mayıs, 2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor
Loading

Son Dönemlerde Adını Sıkça Duyduğumuz Crispr-Cas9 Metodu Aslında Nedir?

  Berkay EKİNCİ – Moleküler Biyoloji ve Genetik – İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü   Yaşadığımız bilimsel gelişmeler ve pandemi süreci ile birlikte PCR, restriksiyon enzimleri, DNA sekanslama ve CRISPR gibi pek çok gen düzenleme tekniğinin adını sıkça duymaya başladık. Bu yazıda sizleri CRISPR-Cas9 metodunun çalışma prensibi ve temel ilkeleri hakkında bilgilendireceğim.    Bunun için öncelikle genetik bilgi içeren DNA’nın ne olduğuna göz atabiliriz. DNA, en temel tabiriyle, adenin, timin, guanin ve sitozin adındaki dört nükleotidin farklı kombinasyonlar ile art arda sıralanması ile o canlıya dair her şeyi (türünü, yapısını, şeklini) belirleyen, ayrıca protein-hormon ve daha nice yapının sentezinde kullanılan genetik koddur [1] . Benzer bir şekilde virüsleri de ‘protein kılıf ile çevrilmiş genetik bilgiyi (DNA-RNA vb.) içeren, başka bir deyişle hücresel oluşuma dair hiçbir organel bulundurmayan; bu sebepten ötürü canlının kendisi tarafından bağışıklık kazanılmadığı sürece onları

Hücre Ölümü

Resim
  İlayda Özen, Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü,  Haliç Üniversitesi   Hücre Ölümü Hücre biyologları, filozofların aksine hayatın anlamını araştırmaktan ziyade ölümün anlamını araştırmışlardır. Çok hücreli canlılarda hücre üremesiyle artan hücre sayısı hücrenin ölmesiyle dengelenmiştir [4]. Nekroz ve apoptoz olmak üzere iki çeşit hücre ölümü vardır. Nekroz rastlantısal, apoptoz ise genetik kontrollü ve programlıdır [5]. 1920 yılında ışık mikroskobu ve yeni boyama yöntemlerinin keşfedilmesiyle birlikte hücre ölümü hakkında bilgi edinilmeye başlanmış ve nekroz tanımı yapılmıştır [2]. Nekroz 1970’lere kadar olan sürede bilinen tek hücre ölümü olmuştur. Bu nedenle hücre ölümü, zararlı ve fizyolojik olmayan bir hadise gibi görülmüştür [1].   1.       Apoptoz Her bir hücre doğar, canlılığı boyunca ürer, farklılaşır ve ölür. Bu olayların hepsi bir denge halindedir. Doku homeostazı, yapım ve yıkım olaylarının bir düzen halinde oluşudur. Apoptoz ise hücrenin tüm yaşamı boyunca b

Davranış ve Nörogenetik

Resim
  Beyza Gülçin Eracun - Moleküler Biyoloji ve Genetik –  Haliç Üniversitesi   Davranış bir canlının dış ve iç uyarılara karşı verdiği tepkidir. Nörogenetik ise nörolojik hastalıklara neden olan çeşitli genetik değişimleri ve nedenlerini inceleyen bir alandır.   1900'lerde davranış psikologların incelediği alanlar arasına girmekteydi. O yıllarda psikologlar davranışı doğuştan gelen ve koşullandırılmış olarak iki gruba ayırmaktaydılar. Doğuştan gelen davranışlar bireyde doğumdan itibaren gözlemlenebilen davranış biçimidir. Bunlara refleksler örnek verilebilir. Koşullandırılmış davranışlar ise zaman içerisinde tecrübeler ile öğrenilir. O yıllarda içerisinde psikologlar koşullandırılmış davranışlar üzerinde yalnızca çevresel etkilerin rol oynadığı ve bireyin genetik kodlarının etkili olmadığı kanısındaydılar. 19. Yüzyılda ilk kez Francis Galton davranışta genlerin etkisini incelemiştir. Böylelikle Davranış üzerindeki düşünceler yanlış bir şekilde yalnızca genlerin etkisi ve yalnız

İNSANDAKİ GENETİK HASTALIKLAR

Resim
  Rabia Yalçın, Haliç Üniversitesi Genetik hastalıkları anlamak ve incelemek için genin yapısını bilmemiz gerekmektedir. İnsan genomunda çok sayıda DNA baz çifti vardır ve bu DNA bazlarının dizilimi genler ve insanın gelişimini belirleyen yapısal elementleri oluşturmaktadır. İnsanda toplamda 30-35.000 kadar gen bulunmaktadır. Bu genlerden sadece %1.5’unun kodlanma için ayrıldığı bilinmektedir ve genetik bilginin tamamı hücresel DNA içindedir. Genler iyi çalışmadığında ya da genetik kodlarımızdaki bir hata birçok hastalığın ortaya çıkmasına ve ömür boyu bu hastalıkla yaşamamıza sebep olabilmektedir. Hatta bu genetik hastalıklar bireyin çocuklarına da geçerek maruz bırakmaktadır. Genetik hastalıklar bazen yaşlılıkta, bazen gençlikte, bazen de çocuklukta ya da anne karnında döllenmeden hemen sonra ortaya çıkmaktadır. Fakat genellikle geç çocukluk dönemi ile yetişkinlik döneminde ortaya çıkar. Bazı genetik hastalıklar diyabet 2 ya da kanser gibi yaşam tarzına özen gösterilerek hastalığ