Kayıtlar

Loading

Gazi Yaşargil: Modern Beyin Cerrahisinin Mimarı

Resim
 Beyin Cerrahisinin Devrimcisi: Gazi Yaşargil Kimdir? Prof. Dr. M. Gazi Yaşargil, tıp dünyasında "mikronörürjirinin babası" olarak bilinen, Türk asıllı dünya çapında tanınmış bir beyin cerrahıdır. 1925 yılında Lice, Diyarbakır'da doğmuş ve tıp eğitimini Ankara, Basel ve Zürich'te tamamlamıştır. Yaşargil, geliştirdiği tekniklerle nörocerrahiyi baştan aşağı değiştirmiş, hastalara daha az riskli ve daha etkili tedavi yöntemleri sunmuştur. Mikronörürjinin Doğuşu Gazi Yaşargil'in tıp dünyasına en büyük katkısı, 1960'lı yıllarda mikroskop destekli beyin ameliyatlarını hayata geçirmesidir. Bu teknik, "mikronörürji" olarak adlandırılmakta ve sinir sistemine dair cerrahi müdahaleleri mikroskop altında yapma imkânı tanımaktadır. Bu yöntem sayesinde, ameliyatlar daha hassas, daha az travmatik ve daha yüksek başarı oranlarıyla gerçekleştirilebilmektedir. Bilimsel Katkıları ve Akademik Başarıları Prof. Dr. Yaşargil, kariyeri boyunca 1000'in üzerinde bilimsel ...

Intermittent Fasting (Aralıklı Oruç): Moda mı, Bilim mi?

Resim
 Gün geçtikçe daha fazla kişi tarafından benimsenen Intermittent Fasting (IF), yani aralıklı oruç uygulaması, sadece bir kilo verme yöntemi mi, yoksa bilimsel temellere dayanan sağlık destekleyici bir sistem mi? Bu sorunun cevabı için aralıklı orucun bilimsel alt yapısını, faydalarını, risklerini ve uygulama yöntemlerini detaylı olarak inceleyelim. Intermittent Fasting (Aralıklı Oruç) Nedir? Intermittent Fasting, yeme ve oruç dönemlerinin belirli sürelerle planlandığı bir beslenme sistemidir. Diyetten farklı olarak, ne yediğinizden çok, ne zaman yediğiniz odak noktasındadır. En yaygın kullanılan IF protokolleri şunlardır: 16/8 metodu: 16 saat oruç, 8 saatlik yeme penceresi (genellikle kahvaltı atlanır) 5:2 diyeti: Haftanın 5 günü normal beslenme, 2 günü kalori kısıtlı Eat-Stop-Eat: Haftada 1-2 kez 24 saat oruç Intermittent Fasting’in Bilimsel Arka Planı Aralıklı orucun özü, vücudu belirli süre boyunca kalori alımından uzak bırakmak ve bu sayede metabolizmanın tamir ve düzenleme ...

Depresyonun Modern Yaşamda Artışı ve Tedavi Yöntemleri

Resim
Modern yaşamın hızlı temposu, teknolojik bağlılıklar, iş hayatındaki yoğunluk ve sosyal ilişiklerdeki yüzeyselleşme gibi etkenler, bireylerin ruh sağlığını derinden etkilemektedir. Bu koşullar, depresyonun gün geçtikçe daha yaygın hale gelmesine neden olmaktadır. Gerek klinik vakalar, gerek dünya genelindeki istatistikler, depresyonun modern çağın en büyük halk sağlığı sorunlarından biri haline geldiğini göstermektedir. Depresyon Nedir? Depresyon, sadece "kendini kötü hissetme" durumundan ibaret olmayan, biyolojik, psikolojik ve sosyal boyutları olan ciddi bir ruhsal bozukluktur. Majör depresif bozukluk, DSM-5 kıstaslarına göre en az iki hafta süreyle çökkün ruh hali, ilgi kaybı, yorgunluk, iştahta ve uykuda bozulma gibi belirtilerle karakterizedir. Depresyonun Modern Yaşamda Neden Artış Gösterdiği 1. Teknolojik Bağlımlık ve Sosyal Medya Akıllı telefonlar ve sosyal medya platformları, bireylerin sürekli bir karşılaştırma ve tatmin arayışı içine girmesine neden oluyor. Özellik...

Stres ve Anksiyetenin Fizyolojik Etkileri: Bedenin Sakin Görünüp İçten Alarm Vermesi

Resim
  Hayatın koşturmacasında zaman zaman stresli hissetmek doğaldır. Ancak bazı insanlar için bu durum sadece geçici bir ruh hali değil, kronikleşmiş bir bedensel yük haline gelir. Peki ya hissettiğiniz kaygı sadece zihinsel değilse? Vücudunuz sessizce, ama net bir şekilde sinyaller gönderiyor olabilir. Stres ve anksiyete sadece ruh sağlığını değil, aynı zamanda beyin işlevlerinden bağışıklık sistemine, kalp ritminden sindirime kadar birçok hayati sistemi etkiler. Üstelik bu etkiler yalnızca geçici değildir; kronik hale geldiğinde kalıcı fizyolojik sorunlara zemin hazırlar. İşte stresin ve anksiyetenin vücudunuzda nasıl izler bıraktığını gösteren fizyolojik etkiler: 🧠 Beyin ve Sinir Sistemi Kortizol etkisi: Stresle birlikte salgılanan kortizol, uzun vadede hipokampus adlı hafıza merkezine zarar verir. Bu da unutkanlık ve konsantrasyon sorunlarına yol açabilir. Uyku bozuklukları: Anksiyete, beynin “savaş ya da kaç” sistemini sürekli aktif tuttuğunda...

RNA-Seq Nedir? Gen Ekspresyonunun Haritalanmasında Devrim Yaratan Teknoloji

Resim
  Günümüzde moleküler biyolojide yaşanan en büyük devrimlerden biri, hücrelerin genetik faaliyetlerini detaylı bir şekilde analiz edebilme kapasitemizin artmasıdır. Bu devrimin merkezinde ise RNA dizileme, yani RNA-Seq (RNA sequencing) teknolojisi yer alıyor. RNA-Seq, hücrede aktif olarak çalışan genlerin RNA düzeyinde analiz edilmesini sağlar ve gen ekspresyonunun dinamiklerini yüksek çözünürlükte ortaya koyar. Peki RNA-Seq tam olarak nedir? Nasıl çalışır? Neden bu kadar önemlidir? 2025 yılı itibariyle RNA dizileme teknolojisinde neler değişti? Tüm bu soruların cevabını bu yazıda detaylı şekilde bulabilirsiniz. RNA-Seq, hücrede hangi genlerin çalıştığını ve ne miktarda ifade edildiğini belirlemek için kullanılan bir yeni nesil dizileme (NGS) teknolojisidir. DNA’daki genetik bilginin RNA’ya çevrilmesi süreci olan transkripsiyon, hücresel işlevlerin temelini oluşturur. Ancak her gen her zaman aktif değildir; hücre tipi, çevresel koşullar, hastalık durumu gibi faktörlere bağlı ola...
ΔΔCt Hesaplama

ΔΔCt Hesaplama











ΔΔCt Sonucu: